İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) 2024 yıl sonu TÜFE tahminini yüzde 36’dan yüzde 38’e yükseltmesinin ekonomik programın başarısına gölge düşürecek boyutta bir değişiklik olmadığını, bilakis, cari piyasa koşullarını eş zamanlı olarak programa ve hedeflere yansıtan bu dinamik ve tutarlı yaklaşımın hem yurt içi hem de uluslararası piyasada ekonomi programına güveni pekiştireceğini belirtti.
Enflasyonun temmuz ayıyla birlikte baz etkisinin de desteğiyle zirve seviyesinden hızla geri çekilmesini beklediklerini ifade eden Avdagiç, böylece Türkiye’nin dezenflasyonist sürece girmiş olacağını vurguladı.
Avdagiç, enflasyonla mücadeleye işaret ederek, enflasyonun baz etkisiyle yıllık bazda düşüyor olmasının önemli olduğu, asıl takip edilmesi gereken verinin aylık enflasyon oranları olduğunu belirtti.
İTO Başkanı Avdagiç, “Önemle üzerinde durduğumuz bir husus da daha evvel de ifade ettiğimiz gibi döviz kuru ile enflasyon arasındaki korelasyonun bozulmaması gerektiğidir. Enflasyonla mücadele çok önemli. Bu süreçte aynı zamanda ihracatçının rekabetçiliğini zora sokacak ve ithalatın cazibesini artıracak kur politikasının oluşturduğu riskleri de yakından takip etmek ve bu konuda da gerekli tedbirleri almak çok önemli” değerlendirmesinde bulundu.
Yeni ekonomi programının yeni bir kalkınma hikayesine dönüştürülmesi gerektiğini vurgulayan Avdagiç, sürdürülebilir büyümeyi gerçekleştirmek için yüksek teknolojiye dayalı üretim ve ihracat stratejileri geliştirmenin zorunlu hale geldiğini ifade etti.
“SON GELİŞMELER DE İYIMSER BEKLENTİLERİMİZİ ARTIRIYOR”
Şekib Avdagiç, Türkiye’nin sadece rakamsal büyümeyi değil gerçek refahı tesis edecek kalkınma hikayesini yazacağına inandıklarını belirtti.
Bu hikayenin iki temel unsurunun “iyi yönetişim” ile “kaynak-harcama dengesi” olduğuna inandıklarını belirten Avdagiç, şunları kaydetti:
“Bu kapsamda yatırım ortamını iyileştirecek iklimin tesisi, eğitim sisteminin yüksek teknolojili üretimi ve mesleki eğitimi güçlendirecek şekilde yeniden kurgulanması, rekabetçi üretimin desteklenmesi, denk bütçe ve hukuksal reformlar da son derece önemli başlıklar. Ayrıca mevcut ekonomi programının iyi çalışması gelecek için iş dünyasını ümitlendiriyor. Son gelişmeler de iyimser beklentilerimizi artırıyor. Ayrıca uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarından gelen not artışları, enflasyonla mücadele ve finansal istikrar programına güveni teyit ediyor. Fitch Ratings’in ardından S&P de Türkiye’nin kredi notunu yükseltti. İlave olarak her iki kuruluşun değerlendirmesinde de görünümün ‘pozitif’ olması, bir sonraki notun potansiyel olarak artışa işaret etmesi bakımından ayrıca önem taşıyor.”
Avdagiç, hem IMF hem de Dünya Bankası yetkililerinin “Türkiye’nin doğru yolda ilerlediği” yönündeki beyanlarının, programın uluslararası alanda da kabul gördüğünü ortaya koyduğuna işaret etti.
Bu açıklamaları önemsediklerini vurgulayan Avdagiç, “Çünkü bize iki fayda sağlıyor. Birincisi Türkiye’nin ve Türk şirketlerin yurt dışı borçlanma maliyetini aşağı çekiyor. İkincisi de yabancı yatırımcı girişinde önemli bir katalizör işlevi görüyor. Bunlar bileşik kaplar gibi birbiriyle bağlantılı. Gerek yabancı sermaye girişi gerekse dış kaynak maliyetindeki ucuzlama, döviz kurundaki oynaklıkları da azaltacaktır” ifadesini kullandı.